24.1.11

Köre kırmızıyı anlatmak...

-Geçerdim karşısına eline çok sıcak bir şey verirdim. Hissettiği acıyla anlatırdım kırmızıyı ona.
-Sinirlendirirdim onu. Avazı çıktığı kadar bağırmasını sağlardım, öfkenin doruk noktasıyla anlatırdım kırmızıyı.
-Çok utandığı bir anısını tekrar yaşatırdım ona, öyle bir şey yoksa da utandırırdım onu, utanç kırmızısını tadardı.
-Bir annenin ya da babanın iyi geceler öpücüğüyle anlatırdım ona sıcaklık kırmızısını.
-Bitmek bilmeyen bir iştah, arzu olarak anlatırdım tutku kırmızısını.
-Bir kâğıt kesiğinin bıraktığı o ani şok etkisiyle anlatırdım.
-Sevdiği insanın sesini duyduğu andaki o çocuksu heyecanla ve hissettiği aşkla anlatırdım kırmızıyı.
-Bir senfoni dinletirdim ona, kemanın insanın içini yakan sesini dinletirdim, kırmızının coşkusunu anlardı.
-Buz gibi suya girerken yaşadığı o adrenalin patlamasıyla anlatırdım.
-Satenin yumuşaklığıyla anlatırdım.
-Bir boşluğa düşerken ki korkuyla anlatırdım.
-İnsanoğluna her zaman çekici gelen yasaklarla anlatırdım.
-İnsan kanının, yaşam kaynağının rengi ona kırmızının gücünü anlatırdı.


İtiraf ediyorum en zor renktir kırmızı. İnsanın yaşamdaki en belirgin ve iz bırakan tecrübeleridir kırmızı. Ne kadar karmaşık ve farklı bir renktir. Tutku, acı, öfke, aşk, heyecan, güç, belirsizlik, şok, sıcaklık, utanç… Anlatmak zordur tamam, yaşamak daha da zordur kırmızıyı. Ben böyle anlatırdım işte.He, ama tek bir cümle ile anlatmak zorunda olsam bir stetoskop alırdım, takardım kulağına ve ona kalp atışlarının kırmızı olduğunu söylerdim…

3 yorum:

  1. her yönüyle ele almışsın kırmızıyı. Güzel bir entry olmuş :)

    YanıtlaSil
  2. anlattıklarınızla, gözlerimi kapattım ve anladım kırmızıyı... tebrikLer...

    YanıtlaSil