25.12.10

Bir saniye ya, bitti mi?..

“Zaman.” Ne kadar can sıkıcı bir sözcük… Nasıl geçtiğini anlamadığımız, tek yöne doğru ısrarla, durmaksızın ilerleyen kavram. Neden geri alamıyoruz zamanı? Sadece filmlerde ya da yazarların hayal dünyasından bize ulaştırılan ütopik bir eylem; zamanda geri gitmek. “ben asla pişman olacağım bir şey yapmadım” diyen insanların bile eminim ki zamanda geri gidip düzeltmek isteyecekleri şeyler vardır. Belki de sadece o anı bir daha yaşamak istediği için geri gitmek ister. Keşke dememek için ister…

Zamanı asla geri alamayacak olmamızın çirkin bir sonucu ise seçim zorluğudur.
Asla geri gidemeyiz ve bu yüzden her zaman seçim yapmak çok zordur. Hangi seçimin sonucunun doğru olacağını ve bizi mutlu edeceğini bilemeyiz. Seçmeye çalışmak yorar insanı, çok kafasını karıştırır. Hele önümüzde milyonlarca seçeneğin olduğu bu zamanda, düşüncelerimiz allak bullak olur. Zar zor, kendi kendine kavga ederek yapar insan seçimini. Korkak, çekingen bir şekilde ilerler bu yolda. En sonunda o kadar emek vermiş, bitap düşmüş haldeyken bile “Acaba doğru seçimi mi yaptım?” kaçınılmaz bir sorudur. Sonuç kötü olursa büyük hayal kırıklığı yaşanır. Garip olan şudur ki; sonucun güzel olmasına rağmen hala aklı diğer tarafta kalan cins insanlarda yok değildir.
Pişman olmayacağımız seçimi yapmak gibi bir lüksümüz yok maalesef.  Şayet geleceği göremiyorsak (çok olası bir şeymiş gibi sanki! ). Mantık veya duyguyla hareket ederek içimize en çok sinen şeyi yapmaya çalışırız. Ve çok net söylüyorum yüzde 80 falan pişman oluruz seçtiğimizden. İyidir pişman olmak, yanlışı seçmek. Bir kere dili yanınca insan ikincisinde tereddütle yaklaşıyor. Daha derin tartıyor seçeneklerini. Ama bir kere seçim yaptın mı artık bitti işte. Geri dönüşü yok.

Kendimi bu kadar düşünce derdinden kurtarmak için, bir joker hakkı edasıyla yapışırım “oluruna bırak” seçeneğime. Seçim yapmak çok zordur. Tamam, peki. Çok zor olduğu için ya da aklım diğer olasılıklarda kalmasın diye seçim yapmadım diyelim. Peki ben seçmediğimde bütün ihtimaller olası mı kalıyor yoksa elime geçen tek şansı da yok mu etmiş oluyorum? Orası bir muamma işte…

Zamanı geri alamıyoruz. Farkında olmadan kayıp gidiyor zaman. Bırak 20 senenin nasıl geçtiğini anlamayı, şu yazıyı yazarken bile farkında değilim dakikaların, saniyelerin nasıl geçtiğinin. Büyük sıkıntı, evet biliyorum. Ama herkes bunu biliyor zaten. Tamam o zaman ne yapmak lazım? Çok basit. An’ın tadını çıkar. İnsanlara ne tepki vermek istiyorsan ver. Anında ver. Ne söylemek istiyorsan söyle, o an. Zaman kaybetme. Ya da o an yaşadığın duygu her ne ise; mutluluk, öfke, heyecan, korku, tadını çıkar. Bir saniye sonra her şey bitmiş olacak...

1 yorum:

  1. zaman konusunda elbette yapılabilecek bişe yok ve ben de düşünürüm sürekli yaşlanıp gidiyoruz(ve de bomboş gidiyorum kendi açımdan) ne olacak bunun sonu diye ama seçim konusunda şunu diyebilirim , insan hiçbir zaman tam olarak tatmin olmayı bilemediği için(çünkü zaten mükemmel diye bir şey olmadığı için) bunu denemek için seçmediğini yaşamak , seçtiğinde de pişman olmamak istiyor...aslında bu bir yanılgı,nasıl olsa ilerde tekrar karşısına seçim yapması gereken bir an cıkacak ve az önceki yaptığı seçim çoktan geride kalmış olucak...hayat ve zaman böyle yapıyor işte...aynen tadını cıkarmak lazım carpe diem demek lazım ama bunu da ne kadar başarabiliyor insan bilemiyorum...

    YanıtlaSil