21.12.10

Bırakın beni ben olayım...

Neden toplumda bireyleri belli kalıplara oturtuyoruz. neden standartlar var. fiziksel, duygusal yada zeka alanlarında neden kıyaslanmak zorundayız. insanın kendini inanılmaz yetersiz hissetmesine sebep oluyor bu aptal standartlar, ve gittikçe daha da yükseliyor bu çıta. fiziksel açıdan sürekli kendini iyi hissetmeye çalışan ya da topluma daha kolay kabul edilmek için kendini zorlayan insanlarla dolu etraf, fitness center'lar. hiç durmayı
bilmeyenler var ya. artık abartmışsın bi dur bi bak kendine ben ne çirkin oldum böyle die aç gözlerini. Salakça bir kalıp olan "güzel olmakla bir sıfır önde başlıyorsun hayata", insanlara şuursuzca yarışma hissiyatını aşılıyor. Maalesef kimsede bırak ya ben böyleyim diyemiyor. buna bende dahilim. doğduğumuz günden beri bir yarış halindeyiz. etraftakiler ne der düşünceleriyle büyüyoruz. yavaş yavaş kendimizi kısıtlamaya başlıyoruz sonra. bu bilinçsizliğe ayak uyduran anne baba da var. çocuğuna 4-5 yaşından itibaren diyet yaptıran anneler var, nasıl bir mantıksa artık. Çocukların spora alıştırılmasına karşı değilim yanlış anlamayın sadece herşeyin bir sınırı olmalı. öyle çirkinleşmiş değerleri olan bir toplumdayız ki çocuk şişman diye, dersleri kötü diye dalga geçiliyor, dışlanıyor. saçma sapan şeyler ya...

başarı konusunda hele yarışma hayat boyu bitmiyor. ilkokulda kendinle yarışıyorsun. sonra benim zamanımda lgs ve özel okullar sınavı vardı. birbiriyle yarışıyor insanlar. 2 saatlik kısıtlı bir sürede benim zeka seviyem belirleniyor. ne güzel bir sistem ya. belki o gün başım ağrıdı, uyuyamadım, hastayım. şimdi o 2 saat mi geleceğimi belirliyor benim. dünyanın en saçma sistemi... aynı şey öss yada artık adı her neyse onun için de geçerli. benim seviyemi, ömrümü vererek öğrendiğim herşeyi 3 saat gibi koca hayatıma baktığımda bir saniye gibi görünen bir zaman zarfında mı belirliyorsun sen şimdi. ya bir git işine. tamam herşey geçti bitti üniversite mastır 4 4'lük her şey. eee sonra? kendi işini kursan ne devlet ne bir kuruluş sahip çıkıyor sana, gelişemiyorsun. bir yerde çalışmak için başvuruyorsun, kendi koşullarını indire indire saçma sapan mezun
olduğun alan dışında bir iş buluyorsun anca. sonra kitlenip kalıyorsun orda emekli olana kadar...

sıkıldım artık kıyaslanıp "o daha iyi bak onun gibi ol" ya da "bak ne kötü olmuş öle yapınca sakın sen yapma" cümlelerini duymaktan. bırak ben yapayım hatamı, bende acı çekeyim. bir dibe vurayım ki tekrar çıkmayı öğreneyim. Neyse... söylemeye çalıştığım şey şudur; bırak artık kimin ne düşüneceğini. ne istiyorsan onu yap mühendis mi olmak istiyorsun, ol. çöpçü mü olmak istiyorsun, ol be kardeşim. şuan üniversitede çok seveceğim bir meslek olacağını düşündüğüm alanda okuyorum. evet güzel de, istediğim şeyi yapmak için benim bundan bir 5 sene önce falan başlamam gerekiyordu. kendimi geliştirmeye. başkalarıyla kıyaslandığım için kendimi yetersiz hissediyorum. bu sebepten dolayıda demoralize oluyorum. artık iş hayatına atıldığımda göreceğim ne kadar kendimi geliştirdiğimi. ama bugün o gündür takmıyorum kimseyi. yapıcam her istediğimi o kadar...

1 yorum:

  1. Bizim milletimiz başkaları için yaşamaya mahkum bence! Ne kötü.
    Kuklalık hoş geldin diyelim.

    YanıtlaSil